Fransızca’da “arrondissement” olarak anılan 20 bölgeden oluşan Paris, bir salyangoz gibi tasarlanmış. Paris arrondissementları, bir başka deyişle Paris‘in bölgeleri, bu romantik şehre bir gezi planlamadan önce üzerinde çalışmanız gereken özelliklere ve turistik yerlere sahip. Bu Paris gezi rehberinde, şehri detaylı olarak inceleyeceğiz.
Eski Paris
1790’lı yıllarda Paris küçük bir şehirmiş. Ortasından geçen Seine Nehri şehri adeta ikiye bölermiş. O günlerde Paris’te, 1. – 9. arrondissementlar kuzeyde, 10. – 12. arrondissementlar güneyde olmak üzere sadece 12 arrondissement varmış.
1860 yılında Napolyon büyük Paris hayaliyle şehirde kocaman meydanlar, devasa kuleler yaratmak istemiş ve sınırları genişletmiş. Amacı halkın büyük bir şehirde kendisini küçük ve zayıf hissetmesini sağlamakmış. O ve onun tarafından görevlendirilen bir memur olan Hausmann işte bugünkü Paris’e imzasını atan insanlar.
1860 yılı itibariyle arrondissementların da sınırları ve yerleri değişerek, yeni Paris’i, salyangoz şehri meydana gelmiş.
Paris’i Anlamak
Şehri anlamanın daha kolay bir yolu, haritayı Paris’in bölgeleri yani arrondissementlarına ait numaralara göre incelemek. Örneğin, 1. arrondissement şehrin en eski, bir başka deyişle tarihi merkezi. Paris’i Paris Yapan 16 Sembolik Yer isimli yazımda anlattığım gibi, 1. arrondissement’da yer alan Louvre eskiden kraliyet ailesinin yaşadığı bir saraymış. Haliyle şehrin merkezinin de burası olması çok normal.
Artan numaralar ise bize şehrin genişleme sırasını anlatıyor. Haritayı incelerseniz, en büyük numaraların saat yönünde şehrin sınırlarını çizdiğini görebilirsiniz. Hemen hemen tüm Avrupa şehirlerinde olduğu gibi, şehrin büyümesi kuzeye doğru olmuş ve 20. arrondissement ile şehrin büyümesi sona ermiş.
Paris Gezisini Planlamak
Şimdi haritanın mantığını anladıysanız, seyahat amacınıza göre Paris gezinizi de planlamaya başlayabilirsiniz. Örneğin, daha tarihi bir gezi yapmak istiyorsanız, zamanınızın çoğunu 1. ve 8. arrondissementlar arasında geçireceksiniz demektir. Dolayısıyla, bu semtlerde bir konaklama seçeneği seçerseniz, ulaşımınız da daha az maliyetli ve yorucu olacaktır. Hatta birçok yere yürüyerek gidebilirsiniz.
Paris’i belki de 6. ziyaretiniz olacaksa belki daha lokal bir deneyim yaşamak isteyebilirsiniz. Bu durumda rotanızı belki 16. veya 17. arrondissementa çevirip, bu nezih semtlerde bir ev kiralamayı düşünebilirsiniz.
Parisliler için arrondissementlar sadece bir coğrafi bölge demek değil. Her arrondissement ayrı bir evren. Hepsinin kendine göre bir lezzeti, keyfi, kültürel cazibe merkezi ve daha önemlisi Parisliler için iyi tanımlanmış klişeleri var. Örneğin, güneybatıdaki bölgeler, sessiz sokakları, lüks binaları zenginlerin oturduğu kesimler. Şehrin kuzeydoğusu ise en fakir bölgelere ev sahipliği yapıyor.
Şimdi gelin Paris’i mahalle mahelle gezlim.
1. Arrondissement
Louvre Müzesi
Jardin des Tuileries
Le Palais Royal
Yukarıda da bahsettiğim gibi, bu bölge eskiden kraliyet ailesinin oturduğu yermiş. Burada her şeyden önce Seine Nehri’nin kıyısında uzun uzun yürüyün. Paris’i Paris Yapan 16 Sembolik Yer yazımda uzun uzun anlattığım gibi, Louvre Müzesi, Jardin des Tuileries ve Le Palais Royal 1. arrondissement’ın olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Paris’e ilk kez gidiyorsanız, bu üç yer mutlaka gezi planınızda olmalı.
2. Arrondissement
Burası Paris’in en küçük ve benim en sevdiğim bölgesi. Nedeniyse alışveriş ve yeme-içme bakımından oldukça hareketli bir yer ve diğer bölgelere göre daha az turistik olması. Sık sık kaldığımız otel de Hotel Square Louvois.
En favori sokaklarım şöyle:
Rue Montorgueil: Paris’in en eski pastanelerinden biri olan Stohrer’den taze croissant alıp yürümeye devam etmek en sevdiğim aktivitelerin başında geliyor. Paris’in en şirin bistrolarından, barlarından, dükkanlarından bazıları ve lokal pazarlar da burada yer alıyor.
Burada gezebileceğiniz diğer sokaklar ise, Rue de la Aix, Rue d’Etienne-Marcel ve Rue d’Aboukir.
3. Arrondissement
Musee Picasso
Musee des Arts et Metiers
3. arrondissement sanat galerileri ve sanat müzeleriyle Paris’in sanat bölgesi.
Square du Temple’da insanları izlemek, Picasso Müzesi ve Carnavalet Müzesi’ni ziyaret etmek burada yapabileceğiniz etkinlikler arasında.
Paris’in en sevdiğim semti Le Marais’nin kuzeyi de 3. arrondissement’da kalıyor. Le Marais için özel bir yazı yazmıştım, mutlaka okuyun, hatta okumadan Paris planlarınızı yapmaya başlamayın.
4. Arrondissement
Notre Dame
Hotel de Ville
Squre du Temple
Centre Pompidou
Place des Vosges
Victor Hugo Müzesi
Le Marais yazımda da aktardığım gibi, bu bölge şehrin en tarihi evlerine sahip. 4. arrondissement eskiden en Paris’in en zengin ailelerinin yaşadığı bölgeymiş. Fransız Devrimi’nden sonra bu aileler şehrin daha yeni mahallelerine taşınmışlar ve bu kez fakir, bohem halk buraya taşınmış.
Eski Paris nasıldı diye merak ediyorsanız, mutlaka 4. arrondissement’da vakit geçirmelisiniz. 2-3 katlı binalar, labirent gibi sokaklar, Arnavut kaldırımı yollar size bambaşka bir deneyim yaşatacak.arrondissement’da ağırlıklı olarak tasarım mağazaları, pek çok kafe ve restoran, şirin, küçük barlar yer alıyor. Paris halkının en sevdiği ve yıllar boyunca bir sır gibi sakladığı bu bölgeye bayılacaksınız!
Bu bölgenin en önemli meydanı, bir zamanlar Victor Hugo’nun da yaşadığı ve Sefiller isimli romanını yazdığı Place des Vosges. Haliyle Victor Hugo Müzesi de 4. arrondissement’da bulunuyor.
5. Arrondissement
Latin Quarter
Pantheon
Sorbonne Üniversitesi
Jardin des Plantes
5. arrondissement şehrin idari merkezi olarak anılıyor. Latin Mahallesi olarak da bilinen bu bölge Fransa’nın en iyi üniversitelerinden biri olan Sorbonne’un ev sahibi olduğu için burada pek çok öğrenci görmeniz doğal.
Paris’in en ünlü kitapçılarından biri olan Shakespeare & Company’yi ziyaret etmek, en eski patiserilerinden biri olan Circus Bakery’de tarçınlı tatlılardan yemek mu semtte mutlaka yapmanız gerekenlerden.
Son olarak, Voltaire ve Marie Curie gibi ünlü isimlerin anıt mezarlarının bulunduğu Pantheon’u burada görebilir, Jardin des Plantes botanik bahçesini gezebilirsiniz.
6. Arrondissement
Jardin du Luxembourg
Saint-Germain-des-Pres
6. arrondissement şehrin kültürel merkezi olarak anılıyor. 20. yüzyılda pek çok sanatçı ve yazar burada yaşamayı tercih etmiş. Bugün Seine Nehri’nin kıyısında eski kitaplar satan sokak kitapçılarla karşılaşmanızın nedeni de bu olabilir, kim bilir.
6. arrondissement’ın en ünlü caddesi Saint-Germain-des-Pres. Hemingway ve Camus gibi ünlü yazarların en sevdiği kafeler Les Deux Margots ve Cafe de Flore bu cadde üzerinde yer alıyor. Biraz dinlenmek için ise, Jardin du Luxembourg yılda 4 milyon ziyaretçiyi ağırlayan harika bahçesiyle iyi bir seçenek.
7. Arrondissement
Eiffel
Musee d’Orsay
Musee Quai Branly
Musee Rodin
Musee Maillol
Les Invalides
Paris’in bölgeleri içinde sanırım en kalabalık yer olan 7. arrondissement müzeler bölgesi olarak da biliniyor. Burası konaklamak için en pahalı bölgelerin başında geliyor diyebiliriz.
7. arrondissement yerel Paris halkını pek göremeyeceğiniz, oldukça turistik bir semt. Ancak Paris’e ilk kez gidiyorsanız, burada oldukça uzun vakit geçireceğiniz kesin.
Müzelerden bazılarını Paris’i Paris Yapan 16 Sembolik Yer yazımda anlatmıştım, dilerseniz bir göz atabilirsiniz. Müze gezisi sonrası biraz soluklanmak ve kalabalıktan uzaklaşmak için bu yıl açılan Beaupassage’a gidebilir, Fransa’nın en ünlü şeflerinin yepyeni konseptlerle açtığı bistrolarda, kafelerde yeni lezzetler tadabilirsiniz.
8. Arrondissement
Champs-Elysees
Place de la Concorde
Arc de Triomphe
Paris’in alışveriş merkezi neresi diye merak ediyorsanız, işte aradığınız bölge burası! Bir ucunda Arc de Triomphe diğer ucunda Place de la Concorde ile dünyanın en ünlü caddelerinden biri kabul edilen Champs-Elysees ve pek küçük çok alışveriş merkezi, butik, department store sizi burada bekliyor.
9. Arrondissement
Palais Garnier
Galeries Lafayatte
Paris’in en lüks semtlerinden biri de hiç kuşkusuz 9. arrondissement. Burada Coco’da bir akşam yemeği yiyip, ardından Palais Garnier’de bir opera dinlemek size tipik bir Paris gecesi yaşatabilir. Ahh keşke şu anda orada olsam!
9. arrondissement’da çok sayıda minik pasaj da göreceksiniz. Hiç düşünmeden içeri girin ve ortamın güzelliğini kendiniz görün.
Gezip görecek bir şey olmayan, daha ziyade evlerin bulunduğu 10, 11, 12 ve 14. arrondissementları ziyaret edeceğinizi de düşünmediğim için onlara bu yazıda yer vermiyorum.
13. Arrondissement
Parisliler için bu bölge “China Town”. Asya marketleri, Çin lokalantaları ağırlıklı olarak bu bölgede yer alıyor. Paris’e gidip Asya havası koklamak isteyen olur mu bilmem ama sanırım siz de bu taraflara gitmeyi pek tercih etmezsiniz.
15. Arrondissement
Turistik yerlere doyanlar için, Last Tango in Paris filminin açılış sahnesinin çekildiği Bir-Hakeim Köprüsü’ne gitmek ve buradan Eyfel Kulesi manzarasını izlemek güzel bir alternatif.
16. Arrondissement
Modern Sanat Müzesi
Trocadero
Musee Claude Monet
Musee Marmottan
Palais de Tokyo
Paris’in bölgeleri içinde en burjuva semt işte burası! Kaniş köpeklerini gezdiren madamlar, ellerinde Louis Vuitton, Christian Dior torbalarla gezen mösyöler nerede diye merak ediyorsanız, kendilerini burada bulabilirsiniz.
Eyfel Kulesi’ne ulaşmak için Paris’in farklı arrondissementlarını kullanmak mümkün. İçlerinden benim en favorim Trocadero. Özellikle güneş doğarken ve batarken çok daha romantik bir atmosfer sunuyor. Trocadero da 16. Arrondissement’da bulunuyor.
17. Arrondissement
Batignolles’deki English Gardens’da (İngiliz Bahçeleri) doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Bohem sokakları, minik barları, şirin şarap evleri ve lüks butikleriyle Batignolles’ü beğenebilirsiniz.
18. Arrondissement
Montmartre
Sacre Coeur Bazilikası
Moulin Rouge
Paris’in bölgeleri arasında en keyifli turistik yerlerinden biri olan Montmartre aynı zamanda şehrin en yüksek bölgesi. Buradan şehri kuşbaşı izlemek çok ama çok güzel. Dar sokaklarda karşınıza çıkan ressamlar, müzisyenler, küçük ve şirin dükkanlar insana mutluluk veriyor.
Ressamlar Tepesi ve Sacre Coeur Bazilikası, yüzyıllardır hizmet veren ve zamanında Picasso, Van Gogh gibi isimlerin müdavimi olduğu Le Consulat isimli kafe bu bölgede sizi bekleyen şeylerden yalnızca bazıları.
Ben olsam buraya bir tam gün ayırırdım!
Şehrin 19. ve 20. arrondissementları farklı etnik kökenli, genellikle göçmenlerin ve fakir halkın oturduğu bölgeler. Dolayısıyla buralara pek değinmeyeceğim.
Paris’te Ulaşım
Benim Paris’te favori ulaşım aracım bisikletler. Uber’in harika bir bisiklet ağı var. Gitmeden önce telefonunuza Uber uygulamasını indirerek abone olursanız, şehir içinde hemen hemen her yerde kiralayabileceğiniz bir bisiklet bulabilirsiniz. Uber sisteminin nasıl çalıştığını Instagram sayfamdaki Paris hikayelerinde anlatmıştım. İzleyerek kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
Paris’teki çoğu yolda bisikletler için özel bir alan var. Ancak bu alanı martılar ve otobüsler de kullanıyor. Dolayısıyla trafik oldukça yoğun. Birkaç kez aniden durma hatasına düştüm ve sağlam laf yedim. Arkamda bir zincirleme bisiklet kazası yaratmamış olmam tamamen şans. Söyleyeceğim şu ki, iyi bir pedal çeviren değilseniz tercih etmemeniz daha akıllıca olabilir.
Bisiklet dışında, oldukça geniş metro ağını veya otobüsleri de kullanabilirsiniz.
Umarım bu Paris gezi rehberi işinize yarar, başka sorularınız olursa yorum bırakmayı unutmayın.